7.12.2014

Gebelik Kolestazı

Gebelik Kolestazı


Gebelikte açıklanamayan kaşıntı şikayeti ile birlikte karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk ve safra asitlerinde artma ile tanı koyulur. Bahsedilen biyokimyasal bozukluklar doğum sonrası hızla geriler. Kaşıntı avuç içi ve ayak tabanlarında ise özellikle kolestaz için uyarıcıdır.

Karaciğer fonksiyon testlerini değerlendirirken gebelikteki seviyeleri baz alarak yorum yapılmalıdır. Kaşıntı ve karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmaların diğer nedenleri açısından ayırıcı tanı gerekir. Israrlı kaşıntı ile birlikte biyokimyasal testleri normal olan gebelere 1-2 hafta ara ile karaciğer fonksiyon testleri tekrarlamalıdır. Doğum sonrası karaciğer fonksiyon testlerinin düzeldiği ve kaşıntının gerilediği konfirme edilmelidir.

Kolestaz tanısı koyulduktan sonra doğuma kadar karaciğer fonksiyon testleri haftada bir kez tekrarlanmalıdır. Postnatal dönemde ise bu tetkikler açısından en az 10 gün beklenmelidir.

Hastane şartlarında takip yapıldığında kolestaz nedeniyle artmış fetal kayıp oranı belirlenememiştir ve çok düşüktür. Obstetrisyen özellikle iyatrojenik nedenli olmak üzere prematüreite oranının arttığının farkında olmalı ve bu açıdan gebeyi bilgilendirmelidir. Ayrıca gebelere mekonyumlu amniyos olasılığının arttığını ve bu durumun risklerini  bildirmek gerekir

Kolestazlı gebeler uzman hekimler ve deneyimli ekipler tarafından takip edilmeli ve doğumları hastane ortamında gerçekleştirilmelidir. Kolestazlı gebelerde kötü sonuçlar biyokimyasal parametrelerle öngörülemez. Bu nedenle doğum kararı verilirken bu testler dikkate alınmaz.

Fetusun ölümünün öngörülmesinde spesifik antenatal takip yöntemi yoktur. Ultrason ve kardiyotokografi fetus ölümünü öngörme de benzer şekilde güvenilir yöntemler değildir. Travayda devamlı fetus takibi önerilmektedir

Kolestazlı gebeleri 37. gebelik haftasında doğum açısından değerlendirmek gerekir. Bu durumda erken elektif doğumun faydaları ve riskleri özellikle preterm doğumun perinatal morbidite riski açısından bu gebeler bilgilendirilmelidir. Transaminazlar ve safra asitlerinde bozulmanın belirgin olduğu gebeler 37. gebelik haftasından sonra daha fazla müdahale riskine sahiptirler.

37. gebelik haftasında elektif doğurtulan gebelerde morbidite olasılığı daha fazladır. Bu gebelik haftasından sonra gebeliğin devamına karar veren gebelere ise fetus kaybının öngörülemeyeceği anlatılmalıdır.

  • Topikal ajanlar güvenlidir ancak etkinlikleri bilinmemektedir.
  • Sistemik tedavide kolestramin antihistaminikler kullanılmaktadır.
  • S-adenozil metioninin ne kaşıntıları azalttığı ne de gebelik sonuçlarını olumlu etkilediği gösterilememiştir. Bu nedenle kullanımı önerilmemelidir.
  • Ursodeoksikolik asitin hem kaşıntı hem de gebelik sonuçlarına olumlu etkisi vardır. Ancak gebeler bu ilacın kullammının gebelik kayıp oranlarını azaltmadığı konusunda bilgilendirilmelidirler. Ayrıca bu ilacın fetus ve yenidoğana güvenirliliği gösterilememiştir.
  • Deksametazon ilk kullanılacak ilaç olmamalıdır. Randomize kontrollü çalışmalar dışında kullanılması düşünülürse detaylı bilgilendirme verilmelidir.
  • Vit-K kullanımı hakkında gebe bilgilendirilmelidir, Eğer PT uzamış ise günlük 5-10 mg dozunda Vit-K kullanımı önerilmelidir. PT düzeyi normal olanlarda ise düşük doz Vit-K kullanımının faydaları ve hemolitik anemi, kernikterus ve hiperbilurubinemi için düşük olasılıklı teorik risk hakkında aile bilgilendirilmeli ve gebe isterse kullanabileceği açıklanmalıdır.
  • Bu gebeler kolestaz konusunda tecrübeli gerekli bilgilendirmeleri yapabilecek ve karaciğer fonksiyon testlerinin normalleştiğini değerlendirebilecek ekiplerce takip edilmelidir