20.02.2015

Gebelikte Biyokimyasal Tetkikler

Anemi

İlk antenatal vizitete ve 28-6 H da bu amaçla tam kan sayımı istenmelidir. İlk vizite Hgb 11 g/dl ve 28. GH da 10.5 g/dl den az ise demir desteği başlanmalıdır.

Kan Grubu ve Antikor Taraması

İlk antenatal vizitte bu testler istenmelidir. Kan grubu ne olursa olsun tüm gebelere antikor tarama istenmelidir. Antikor tarama testi pozitif olan gebeler perinatoloji kliniğine yönlendirilmelidir. Rh negatif gebelerinn eğer eşleri Rh pozitif kan grubundan ise anti-D proftaksi gereksinimi açısından eşlerine zigosite belirleme testi önerilmelidir. Bu konuda ilgili yazımızı okuyabilirsiniz. Başaka bir yaklaşım ise anne kanındaki serbest fetus DNA testi ile Rh durumunun belirlenmesi olabilir.

Hemoglobinopatiler

Bu açıdan risk altındaki gebelere prekonsepsiyonel danışmanlık ve taşıyıcılık açısından test önerilebilir. Risk altındaki gebeleri belirlemek amacı ile aile odaklı anket formları kullanılabilir

Orak hücre hastalığı ve Talasemi için tarama ve taşıyıcılık testleri ve bunların sonuçları hakkında gebeye ilk antenatal vizitte bilgi verilmelidir. Bu konuda bir öneri 10. gebelik haftasından önce getirilmelidir. Tarama şekli prevalansa göre değişebilir ve primer veya sekonder bakım şeklinde sunulabilir. Prevalansın yüksek olduğu yerlerde ( 1.5/ 10 binden yüksek)  yüksek performanslı likid kromotografi taşıyıcıları belirlemek için önerilmelidir. Prevalansın düşük olduğu yerlerde ise aile odaklı anket formu kullanılabilir. Bu ankette gebe yüksek riskli olarak belirlenirse likid kromotografi önerilir. Benzer şekilde MCHG 27 pg/ml altında ise yine likidkromotogoafi önerilmelidir

Eğer anne adayı taşıyıcı olduğu belirlenirse baba adayına da hızla test önerilmelidir.




Gebelikte Fetusun Anomalilerinin Taranması


Bu amaçla 18+0 ile 20+6 GH arasında rutin sonografik değerlendirme önerilmelidir. İlk antenatal değerlendirmede anne ve baba adayına anomali taramasının amacı detaylı şekilde anlatılmalıdır ki aileler bilgilenip bu konuda seçim yapabilsin. Ailenin gebelik sonlandırılması, tedavi, özür ve palyatif tedaviye hazır olabilmesi için anomalinin kesin tanısı gerekir. Ayrıca bir tanı varsa buna uygun şekilde doğum planlanır ve intrauterine tedavi için fırsat elde edilmiş olur.

Aileye benzer şekilde yapılan sonografik değerlendirmenin kısıtlılıkları ve saptama oranının değişik anomaliler için farklı olduğu açıklanmalıdır. Anomali saptandığında aile bu açıdan detaylı bilgilendirilmeli ve gebeliğin devamı veya sonlandırma açısından seçim yapabilecek hale gelmelidir.

Dört odacık ve çıkışları içerecek şekilde fetal ekokardiyografi anomali taramasında rutin hale gelmelidir. NT ile kalp anomalilerinin rutin taraması önerilmez. Nöral tüp defektleri açısından da değerlendirme yapıldığından detaylı sonografi uygulanan gebelere MSAFP taraması önerilmez. Detaylı sonografi yapılmayan gebelere MSAFP mutlaka bakılmalıdır. Ayrıca saptanan anomaliler açısından ulusal kayıt sistemlerinin geliştirilmesi bu perinatal bakım kalitesini artıracaktır.

18.02.2015

Fetusun Mide Cebinin Ultrasonografide Görüntülenememesi

Sonografide 9-10. gebelik haftasından itibaren mide cebi izlenebilir durumdadır. Bu nedenle 14-15. gebelik haftasında beklenen görünümü kazanır ve bu gebelik haftasından sonra mide cebi izlenemiyorsa detaylı değerlendirme gerekir. Mide cebinin izlenememe oranı yaklaşık %0.4 sıklıkla karşımıza çıkar. Genelde mide boşalmasını takiben yapılan değerlendirmeler nedeni ile ultrsonda göremiyor almamıza rağmen mide cebinin varlığı sonraki değerlendirmelerle konfirme edilmelidir. Yapılan değerlendirmelerde ısrarla mide cebini göremiyorsak bu durumda kötü prognozla karşılaşmak olasıdır.

17.02.2015

Antenatal Takiplerde Kaç Ultrasonografik Değerlendirme Gereklidir?

Antenatal takiplerde ultrason değerlendirmesi ehil ellerde yapılacaksa 6-10. gebelik haftaları arasında ölçülecek baş-popo mesafesi sonrası 11-13+6 haftalar arasında kombine test ve erken anomali taraması, 18-23. gebelik haftalarında genetik sonogram ile birlikte anomali taraması ve 32. gebelik haftası civarında fetusun gelişimini değerlendirmek ve geç ortaya çıkabilecek sorunlar açısından değerlendirme yapılması için ultrason değerlendirmeleri gerekebilir.

Antenatal Takiplerde Gebenin Muayenesi

Ağırlık ve BMI ölçülmesi
İlk antenatal vizitte gebenin boyu ve ağırlığı ölçülmeli ve kayt edilmelidir. BMI hesaplanmalı ve buna göre riskler belirlenmelidir. Sonraki antenatal kontrollerde ağırlık ölçümü tekrarı klinik risklere göre planlanabilir.

Meme Muayenesi
Gebelikte rutin meme muayenesi önerilmemektedir

Pelvik Muayene
Rutin antenatal pelvik muayene gebelik yaşını belirlemede başarısı düşük olduğu, preterm doğumları ve sefalopelvik uyumsuzlukları öngörmediği için önerilmemektedir.

Aile İçi Şiddet
Bu durumun bulgu ve semptomlarının farkında olunmalı ve kadının güvenli hissedeceği ortamı oluşturacak yardım sağlanmalıdır.

Psikolojik Bozuklukların Öngörülmesi, Saptanması ve Yönetimi
Her değerlendirme sırasında psikolojik problemlerle ilgili bir detay fark edildiğinde bu yönde anamnez derinleştirilmelidir ve bu konudaki bilgiler kayıt altına alınmalidır. Bu amaçla şu sorular sorulabilir.
  • Şizofreni, bipolar hastalık,  psikoz ve ağır depresyon hikayesi (geçmişte/şimdi özellike postnatal)
  • Hastaneye yatırılmayı da içererek şekilde daha önceden psikiyatristten veya psikiyatri ekibi tarafından tedavi edilme
  • Perinatal psikolojik bozululuk için aile hikayesi
Bunların dışında psikolojik bozukluk öngörüsünde kullanılan diğer rutin spesifik prediktörler (eşiyle ilişkisinin bozuk olması gibi) bu amaçla kullanılmamalıdır.

Postnatal 4-6 hafta içinde yaplan ilk değerlendirmede muhtemel depresyonu belirlemek için lohusalara en az şu iki soru yöneltilmelidir.
  • Geçen ay sıklıkla keyifsizlik, depresyon ve umutsuzluk gibi durumlarla karşılaştın mı?
  • Geçen ay sıklıkla bir şeyler  yapmak için arzusuzluk ve ilgisizlik hissettim mi?
Bu iki soruya evet cevabı alınırsa üçüncü bir soru daha sorulmalıdır.
  • Bunun için yardım isteğin veya ihtiyacın var mı?
Gebelikte veya postnatal dönemde muhtemel psikolojik bozukluk düşündüğünüz gebe için ileri değerlendirme gerekir. Bu amaçla konsültasyon istenmelidir ve bu durum gebenin takibinde rol alabilecek tüm ebe ve hekimlerin görebileceği tarzda dosyasına kayıt edilmelidir.

Çoğul Gebeliklerde Hipertansif Hastalıklar: Tarama ve Korunma

Her antenatal değerlendirmede TA ölçülmeli ve idrarda proteinüri bakılmalıdır. 12. gebelik haftasından sonra  75 mg aspirin/gün doğuma kadar şu risklerden en az biri varsa gebeye önerilmelidir.
  • İlk gebelik
  • Gebenin yaşının 40 veya üstünde olması
  • Gebelikler arsı sürenin 10 yıldan uzun olması
  • İlk vizitte BMI nin 35 kg/m2 üzerinde olması
  • Ailede preeklampsi hikayesi olması
Ayrıca kişiye özgü risklere bağlı korunma yöntemleri de akılda bulundurulmalıdır.


16.02.2015

Ultrasonda Safra Kesesinin Görüntülenememesi

Safra kesesi ultrasonla 14. haftadan sonra izlenebilir. Onaltı hafta sonrasında yapılan sonografik değerlendirmelerin hepsinde mevcudiyeti değerlendirilmelidir. Safra kesesinin prenatal ultrason değerlendirmelerinde görüntülenememe oranı  %0.1-0.15 dir. Bu durumda önce situs solitus konfirme edilmelidir. Safra kesesinin boşalmış olduğu bir ana denk gelmemiş olmak için farklı zamanlarda (7-15 gün sonra) değerlendirmenin tekrarlanması gerekir. Prenatal dönemde gösterilemeyen safra keselerinin çoğu postnatal değerlendirmelerde gösterilebilir. Birazdan bahsedilecek testler ne olursa olsun aylık değerlendirme tekrarlanmalıdır ve herhangi bir değerlendirmede safra kesesinin görüntülenmesi ise prognoz açısından rahatlatıcıdır.

Preeklampsi Açısından Kişiye Özgü Korunma Yaklaşımı

Preeklampsi öngörüsü sonrası korunma yaklaşımları ile ilgili yeterli kanıtlar oluşmamıştır. Bunun nedeni preeklampsi açısından bir çok risk faktörünün bulunmasıdır. Risk faktörlerini kişisel, plasentaya özgü, kardiyovasküler, metabolik ve protrombotik risk faktörleri olarak sınıflayabiliriz. Onaltı haftadan itibaren başlanan düşük doz aspirinin kişisel ve plasentaya özgü risk faktörleri olan kişilerde koruyucu olabildiği diğer risk faktörleri olan grupta çalışmadığı bilinmektedir. Bu durumda kardiyovasküler risk faktörleri olan gebelerde düşük doz aspirine ek olarak sıkı kan basınç ölçümü takibi uygulanabilir. Metabolik risk faktörleri olan grupta ise düşük doz aspirine ek olarak başta  kilo kontrolü olmak üzere sonrasında çalışmalardan elde edilecek sonuçlara göre provastatin ve metformin kullanımları ümit verici olabilir. Protrombotik risk faktörleri olanlarda ise düşük doz aspirine ek olarak hastalığına göre seçilen antikoagülasyon ve homosistein yüksekliğinde folat kullanımı korunma amaçlı kullanılabilinir.

13.02.2015

İkiz Gebeliklerde Serbest Fetus DNA Analizi

Tekil gebeliklerde serbest DNA analizi ile trizomi 21, 18 ve 13 için saptama oranı sırasıyla %99, %97 ve %92 dir. Bunları tararken kombine yanlış pozitiflik oranı ise %0.4 dür. Taramanın başarısı hem yüksek riskli grupta hem de genel populasyonda gösterilmiştir. Ancak hala ABD de bile tarama açısından maliyet etkin bir test olarak görülmemektedirki bu durum ülkemizde uzun süre aynı konumda kalacaktır. Annenin kilolu olması ve IVF uygulanmış olması zaten ikizlerde az olan fetusa ait serbest DNA oranlarını daha da azalttığı için testin başarısızlığı açısından risk faktörleri arasındadır. Fetusa ait serbest DNA oranı tekil gebeliklerde %11.7 iken ikiz gebeliklerde %8.7 ye düşmektedir. Sonucun ilk testte alınabilme oranı tekil gebeliklerde ilk örnekleme sonrası %98.3 ve tekrar örnekleme sonrası %99.3 iken ikiz gebeliklerde bu oranlar sırasıyla %94.4 ve %96.9 dur. Anöploidi açısından diskordan dizigotik ikizlerde fetal fraksiyon yeterli olmasına rağmen etkilenmiş fetusun bu fraksiyona katkısı %4 den az olabilir ve bu durum yanlış negatifliğe yol açabilir. Dikoryoniklerde monokoryoniklerden iki kat daha fazla sonuç alamama oranı varken bu fark henüz anlamlı bulunmamıştır. Anne kilosunun artışı dilüsyon etkisi veya adipositlerde artmış turnover nedenli relatif maternal fraksiyon artışı ile fetal fraksiyonu azaltmaktadır. IVF gebeliklerinde plasentanın daha küçük olması ve apoptotik hücrelerin sayısının az olması fetal fraksiyon azalmasına neden olarak gösterilmektedir.

Bu testin ikizlerde tüm trizomileri saptama oranı %0 yanlış pozitiflikle %95 civarındadır. Ancak kesin sonuçlar için daha büyük vaka sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bugün için ikizlerdeki toplam dört çalışmanın kümülatif analizi trizomi 21, 18 ve 13 açısından saptama oranının sırasıyla %95, %86 ve %100 dür ve vaka sayıları da sırasıyla 39, 7 ve ikidir. Sonuç olarak  de serbest fetus DNA analizi ikizlerde başarılıdır, ancak tekillere göre başarı daha azdır ve daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.

Fetusun Kalbinin Değerlendirilmesi: Planların Elde Edilme Tekniği

Küçük fetuslarda planları elde etmek için daha ince kesitler almak gerekir.
  • Başlama planı: Önce karın çevresinin ölçüldüğü plan elde edilmelidir.
  • Yapılması gereken prob hareketi: Daha kranyal planlar alacak şekilde probu alt yüzeyinin ön/arka kenarlarından açılandırma (Başka hareket yapmaksızın). Prob hareketlerini anlattığım posta bakınız.
  • Bu hareketle elde edilebilecek planlar: Dört odacık, beş odacık ve üç damar trakea planları
  • Bu hareketle elde edilemiyecek planlar: Sağ ventrikül çıkışları ve üç damar planları. Bu planları elde etmek için ise beş odacık planından üç damar trakea planına geçiş sırasında probu ayrıca fetusun soluna doğru hafifce rotasyona getirmek gerekir. 
Büyük fetuslarda planları elde etmek için ince hareketler yetersiz kalabilir.
  • Başlama planı: Önce karın çevresinin ölçüldüğü plan elde edilmelidir.
  • Yapılması gereken prob hareketi: Daha kranyal planlar alacak şekilde probu alt yüzeyinin ön/arka kenarlarından açılandırma veya eğer bu yetersiz kalırsa kaydırma/tarama hareketi (Başka hareket yapmaksızın). Prob hareketlerini anlattığım posta bakınız.
  • Bu hareketle elde edilebilecek planlar: Dört odacık, beş odacık ve üç damar trakea planları
  • Bu hareketle elde edilemiyecek planlar: Sağ ventrikül çıkışları ve üç damar planları. Bu planları elde etmek için ise beş odacık planından üç damar trakea planına geçiş sırasında probu ayrıca fetusun soluna doğru hafifce rotasyona getirmek gerekir. 

Ultrason Yaparken Prob Hareketleri

Proba çeşitli hareketler yaptırarak istediğimiz planlara ulaşırız. Aslında ultrason yaparken çoğumuz farkında olmadan bu hareketlerin çoğunu yapıyoruz. Genelde tek bir hareket değil hareketlerin kombinasyonlarını uygulayarak değerlendirme yapılmakta. Ancak bu hareketleri herkesin bilmesine rağmen yeniden vurgulamakta fayda var diye düşünmekteyim

1. Kaydırma/Tarama (Resim 1) : Ensık kullanılan harekettir. Özellikle değerlendirmeye ilk başlanıldığında fetusun prezantasyonu, duruşu, plasentanın lokalizasyonu ve durumu, amniyos sıvısının miktarı ile ilgili genel fikir edinme aşamasında sık kullanılır. Ayrıca büyük gebelik haftalarında kalp planlarının elde edilmesi sırasında probun alt yüzeyinin ön/arka kenarlarından yapılan açılandırmanın planların elde edilmesinde yetersiz kaldığı durumlarda kesitlere ulaşmak için kullanılabilir.
Resim 1


2. Probun Bastırılması (Resim 2): Probla karına bastırma hareketi  gebeleri rahatsız edip sıkıntı bildirmelerine neden olabilirken, bazı durumlarda fetusu sabitlemek ve fetusa daha yaklaşıp daha iyi görüntüler alabilmek için önemlidir. Bastırma prob çeşitli pozisyonda iken ve çeşitli yüzeyleri karın ile temas halinde iken yapılabilir.
Resim 2


3. Rotasyon (Resim 3): Probun kablosundan proba doğru geçtiği düşünülen izafi çizgi ekseninde probu sağa sola doğru çevirmektir. Genelde aksiyal, sajital ve koronal planlardan birinden diğerine geçiş sırasında uygulanan harekettir.
Resim 3


4. Probu alt yüzeyinin ön/arka kenarlarından açılandırma (Resim 4): Bu özellikle ince kesitlerin alınması gerken durumlarda örneğin erken gebelik haftalarında fetusun kalbinin değerlendirilmesi sırasında faydalı olabilecek bir harekettir.
Resim 4


5. Aynı planda farklı açıdan bakmak için aynı düzlemde probu alt yüzeyinin yan kenarlarının doğrultusunda hareket ettirme (Resim 5): Bu özellikle aynı plana farklı açıdan bakma imkanı sunar. En tipik uygulama örneği fetusun kalbini değerlendirirken apikal dört odacıktan, subkostal dört odacığa geçme sırasında uygulanmasıdır.  
Resim 5


6. Probu alt yüzeyinin yan kenarlarından cilt ile açısı artacak şekilde açılandırma (Resim 6): Prob oryantasyon tekniklerinde anlatılan hareketlerden biridir.
Resim 6


Ultrason Yaparken Prob Oryantasyonu

Özellikle ultrasonun bir kaç kişi tarafından kullanıldığı ve ayarların herkes tarafından değiştirilebildiği ortamlarda ultrason yaparken prob oryantasyonu yani probun yönünün doğru belirlenmesi yapılması gereken ilk iş olmalıdır. Bunun için kabaca üç yöntem vardır.

İlkinde ultrasonun monitorü önümüzde, hasta bizim ve monitorun sağında başı monitora yakın ayakları bize yakın şekilde uzanıyorken prob gebenin batınına aksiyal kesitler alacak şekilde tutulur ve alt yüzünün bize bakan kenarından kendimize ve yukarı doğru açılandırıldığında monitorun sol tarafı kararıyorsa oryantasyon doğrudur ve ultrason yapmaya devam edilir. Eğer monitorun sağ tarafı kararıyorsa oryantasyon yanlıştır, probun tutulması uygun şekilde düzeltilir ve ultrason yapmaya devam edilir (Resim 1).

Resim 1
İkincisinde ultrasonun monitorü önümüzde, hasta bizim ve monitorun sağında başı monitora yakın ayakları bize yakın şekilde uzanıyorken prob gebenin batınına aksiyal kesitler alacak şekilde tutulur ve diğer elimizin işaret parmağı ile probun alt yüzeyinin bize yakın lateral kenarına doğru batına bastırılır. Eğer monitorun sol tarafında izlenen dokularda hareketlenme ve kararmalar oluyorsa oryantasyon doğrudur ve ultrason yapmaya devam edilir. Eğer monitorun sağ tarafında hareketlenme ve kararma oluyorsa oryantasyon yanlıştır, probun tutulması uygun şekilde düzeltilir ve ultrason yapmaya devam edilir (Resim 2).
Resim 2

Üçüncüsünde ise ultrason firmalarının sağladığı yardım kullanılır. Probun üzerindeki işaret ile monitorun üzerindeki işaret aynı tarafta olmalıdır (Resim 3).
Resim 3

Ultrason Yaparken Prob Tutma Teknikleri

 Probların genelde kristallerinin olduğu batına temas eden bir alt yüzeyi, parmaklarımızla sıkıştırıp tuttuğumuz yan yüzeyleri ve genelde biri avuç içimizde kalan ön ve arka yüzeyleri vardır. Kristallerinin olduğu batına temas eden alt yüzeyin yan kenarları ve ön/arka kenarları vardır.

Probun tutulması için genel bir kural olmasa da rutin değerlendirme sırasında ensık ve en doğru tutuş şekli şudur. Prob avuç içine alınır. Bize yakın yan yüzeyi başparmak, diğer diğer yan yüzeyi en az iki (ikinci üçüncü parmaklar) ve bazende üç parmak (+dördüncü parmak) ile tutulur. Prob ince ise dördüncü parmak ile bazen arkada avuç içinde kalan yüzeye destek olmak gerekebilir. Bu planda sabit kalmayı kolaylaştırabilir ve daha ince kesitler alınmasına yardım edebilir. Beşinci serçe parmak için ideali hastanın cildine temas etmesidir. Bilek ve avuç içinin bir kısmı hastanın tenine değecek şekilde sonografik değerlendirme yapılır.Bunlarda sabitleme ve ince kesitler alma açısından önemlidir.

Üç boyutlu görüntü sağlayan problar kalındır bazen tutuş zorlukları yaşatır. Bu durumda önce değerlendirme ince iki boyutlu görüntü sağlayan problar ile tamamlanmalıdır. Çünkü özellikle 11-14 hafta taramasında ve kardiyak değerlendirme sırasında olamak üzere problara değişik konumlar sağlamak için farklı prob tutuşlarının uygulanması söz konusu olabilir. Ancak bu durumlarda probu düşürmemeye özen gösterilmelidir. Probla karına bastırma hareketi  gebeleri rahatsız edip sıkıntı bildirmelerine neden olabilirken, bazı durumlarda fetusu sabitlemek ve fetusa daha yaklaşıp daha iyi görüntüler alabilmek için önemlidir. 

Probla gebenin karnına bastırılarak değerlendirme yukarıdaki bahsedilen prob tutuşu ile yapılabileceği gibi prob tamamen avuç içine alınıp probun kristallerinin olmadığı ön/arka yüzeyi gebenin karnına değdirilip ve avuç içi ile prob karına doğru bastırılacak şekilde de uygulanabilir. Bu aşamada ayrıca probun alt yüzeyinin yan kenarlarından daha laterale doğru açılandırmalar yapılabilir.

Probla gebenin karnına bastırılarak değerlendirmenin bir başka yöntemi ise probun ön/arka yüzünden biri batına dokundurulur ve bırakılır. Baş parmak ile probun tepesinden karına bakan yüzeye probun altına doğru girip tutarken diğer dört parmak probun üstte kalan yüzeyi tutulur ve bu dört parmakla prob batına doğru bastırılır. Bu aşamada ayrıca probun alt yüzeyinin yan kenarlarından daha laterale doğru açılandırmalar yapılabilir.

12.02.2015

Fetusun Kalbinin Değerlendirilmesi: Sağ Ventrikül Çıkışı

Sağ ve sol ventrikül çıkışlarının görüntülenmesinde başarısızlık oranı sırasıyla % 1,6 ve %4,2 dir. Pulmoner arter sağ ventrikülden çıkar ve inen aortanın daha arkasında sola doğru ilerler. Fetusta apulmoner arter aortadan hafifce daha büyüktür ve aortanın aksine ventrikülden çıktıktan kısa bir süre sonra dallanmaları olur.

Bu planı elde etmek için beş odacık planından üç damartraka kesitine gecerken probu hafifce fetusun soluna doğru rotasyana getirmek gerekir. Bu rotasyon yapılmazsa üç damar trakea kesitine geçiş olur. Eğer probun ön veya arka kenarından yapılan bu açılanma/tarama ve rotasyon çok ince yapılırsa önce ana pulmoner arterin sağ ve sol dallarının ayrılışı izlenir. Bu plandan hafifce başa doğru prob eğimlendirildiğinde ise ana pulmoner arterin duktus aracılığı ile çıkan oartayla birleşmesi ve sağ pulmoner arterin dallanmasının izlendiği plan elde edilir. Bu planda pulmoner kapak, ana pulmoner arter, sağ ve sol pulmoner arterler izlenir.

Bu planların çalışılmasındaki temel amaç sağdan çıkan damarın pulmoner arter olduğunun gösterilmesidir. Ayrıca bu planda pulmoner kapakların özellikleri ile ilgili fikir de edinilir. 

Fetusun kalbinin değerlendirmesi sırasında üst abdomenin aksiyal planından itibaren yapılan sadece probun ön/arka kenarından açılandırma/tarama hareketi ile sırasıyla dört odacık, beş odacık ve üç damar trakea kesitlerine ulaşılır. Yani tek bir prob hareket şekliyle bu planlar elde edilebilirken sağ ventrikül çıkışlarını değerlendirmek için  fetusun soluna doğru ince hafif bir ekstra rotasyon da eklemek gerekir.

Fetusun Kalbinin Değerlendirilmesi: Üç Damar Trakea Planı

Beş odacık planından prob rotasyon yapmadan ön veya arka kenarından gerektiğince fetusun kranyaline doğru açılandırdırsa  bu plan elde edilir. Bu planda soldan sağa ve önden arkaya sırayla duktus arteriozus, aorta ve yan yana önde vena kava superiyor ve arkada trakea izlenir. Damarların boyutları soldan sağa doğru küçülür. Bu planda duktus ve aorta V şeklinde izlenir. Bu V ile toraks ön duvarı arasında timus bulunur. Bu doku azalırsa ve V toraks ön duvarı na yaklaşırsa timus hipoplazisi/aplazisi akla gelmelidir. Bu planda koarktasyon, sağ aortik ark, çift aortik ark, vasküler halkalar ve persistan sol vana kava superiyor tanısı koyulabilir.


Birde üç damar kesiti vardır. Bu kesite geçmeden evvel trakeanın izlenmediği, duktus ve ortanın inen aorta ile birleşdiğinin (distal kısımlarının) izlenmediği, iki ana damarın proksimal kısımları ile vena kava superiyorun izlendiği plandır.